12 Ocak 2018 Cuma

Yaşar Nuri Öztürk

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, 22 Haziran 1945 tarihinde Trabzon’un Sürmene ilçesinde dünyaya geldi. Dokuz yaşında hâfız olan Öztürk, ilk eğitimini babasından Kur’an okuyarak aldı. On yıllık klasik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamlayan Öztürk, on iki yıl boyunca vaizlik ve imamlık yaptı.

1980 yılında üniversiteye dönüp “İslam Felsefesi” konulu doktorasını tamamlayan Öztürk, 1986 senesinde bu dalda doçent oldu. 1978 ve 1982 yılında “Türkiye Milli Kültür Vakfı” ödülü kazanan Öztürk’ün, Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca ve İngilizce dillerinde çeşitli çalışmaları bulunmaktadır.

1992 yılında İstanbul Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesi’nin kurulmasıyla, 1993 senesinde kurucu dekan olarak atandı.

Yaşar Nuri Öztürk, 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) İstanbul milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Daha sonra istifa eden Öztürk, Halkın Yükselişi Partisi’ni (HYP) kurdu ve bu partinin genel başkanlığını dört yıl boyunca sürdürdü. 19 Ekim 2009 tarihinde ise genel başkanlıktan istifa ederek siyasi hayatını sonlandırdı.

TRT sanatçısı Nazlı Kanaat ile 14 Şubat 2013 tarihinde nişanlanan Öztürk, Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleri, ABD, Güney Kore ve Japonya’da kendi alanı ile ilgili akademik araştırmalar yapmıştır.

Bir süredir kanser tedavisi gören ünlü ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, kaldırıldığı hastanede 22 Haziran 2016 tarihinde hayatını kaybetti.

Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu, 1945 yılında Rize‘nin Pazar ilçesi Hisarlı köyünde doğmuştur. Asıl ası Niyazi Birinci’dir. 1971 yılının Temmuz ayında İstanbul‘da gazeteciliğe başladı.

Yavuz Bahadıroğlu, Yeni Asya- Yeni Nesil Gazetesi’nde Muhabirlik, araştırma-inceleme, röportaj ve fıkra yazarlığı yaptı. Gazete, dergi ve şirket yöneticisi olarak çalıştı. Şeref Baysal ve Veysel Akpınar isimleriyle köşe yazıları yazdı. Biryandan da çocuklara yönelik kitaplar yazdı. 

Asıl çıkışını Yavuz Bahadıroğlu ismiyle yazdığı romanlarla yaptı. İlk romanı Sunguroğlu ve ardından yazdığı Buhara Yanıyor romanı ülkenin en çok satan romanlarından oldu. Genelde Osmanlı Devletinin çeşitli dönemlerini ele alan otuzu aşkın romanı vardır.

1976 yılında, Yavuz Bahadıroğlu’nun yazdığı ve Çaka Bey‘in hayatını romanlaştırdığı Çaka Bey adlı kitabı piyasaya sürüldü.

1991 yılında gazeteciliği bıraktı. Sekiz buçuk sene başka işler yaptı. 1999 yılında Akit gazetesinde tekrar yazmaya başladı.

Yavuz Bahadıroğlu, roman, çocuk kitapları, hikâye, araştırma, oyunlar, film yapılmış senaryolar ve fikri eserler olmak üzere yüzlerce çalışmaya imza attı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konularda binlerce konferans verdi, çeşitli kurum ve kuruluşlardan ödüller aldı, iki kitabı Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı.

Yeni Akit gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta iken 2014 yılının Temmuz ayında ayrıldı. Daha sonra tekrar aynı gazetede yazmaya devam etmiştir.

Yavuz Bahadıroğlu, Moral FM de günlük yorumlar yapmaktadır.

Yavuz Bahadıroğlu, evlidir. 3 çocuğu vardır.

Yavuz Bahadıroğlu, Kemalist Yalanlar adlı kitabını 2015 yılında çıkardı.

Kitapları : 
1. Biz Osmanlıyız
2. Muhteşem Süleyman
3. Elveda Buhara
4. Sunguroğlu 1
5. Buhara Yanıyor
6. Fatih Sultan Mehmed
7. Malazgirt’te Bir Cuma Sabahı
8. Merhaba Söğüt
9. Yavuz Sultan Selim
10. Sunguroğlu 2
11. Kayıtdışı Tarihimiz
12. Sunguroğlu 3
13. Kanuni Sultan Süleyman
14. Şirpençe
15. Çaka Bey
16. Endülüs’e Veda
17. Osman Gazi (Osman Bey)
18. Mısır’a Doğru
19. Şehzade Selim
20. Kırım Kan Ağlıyor
21. Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler
22. Mimar Sinan (Mimarideki Osmanlı Mührü)
23. Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul’un Fethi
24. Orhan Gazi
25. Harem
26. Selahaddin Eyyubi
27. Resmi Tarih Yalanları
28. Sel
29. Bir Devrin Bittiği Yer – Çanakkale (Gallipoli)
30. Yolbaşı
31. Yıldırım Bayezid
32. I. Murat
33. Osmanlı’da Şehzade Katli
34. Yakın Tarihimizin Sır Perdesi
35. Osmanlı Padişahları (Beylikten Hükümdarlığa)
36. Dindarların Para ve İktidarla İmtihanı
37. Cihan Sultanları (Osman Gazi’den Sultan Vahdettin’e)
38. Hayatı Aşkla Yaşamak
39. Sahipsiz Saltanat
40. Resimli Osmanlı Tarihi
41. IV. Murat (1.Cilt)
42. Karıncalar Savaşı
43. İki Kardeş
44. Çelebi Mehmed
45. Osmanlı’nın Büyüme Sırları
46. Yakın Tarihin Kara Kutusu
47. II. Murat
48. Tarihin Mayın Tarlası
49. Eşim Çocuğum Ve Ben
50. Fedakar Annem
51. Can’ın Hatıra Defteri
52. Yaşam Bir Avuç Gül Bir Tutam Diken
53. Tarihimizin Gizli Odaları
54. Babalar Eve Dönsün
55. İnancın Zaferi Çanakkale
56. Bediüzzaman Said Nursi (Hayatı Tefekkürü Mücadelesi)
57. Gülü Arayan Adam
58. Çanakkale Kıyameti
59. Keşmekeş
60. Yürek Seferi
61. Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
62. Osmanlı’nın Yazılmamış Tarihi
63. Ağalar Saltanatı
64. Zindanda Şahlanış
65. Adil Olan Kazanır (Erdem Hikayeleri)
66. Avukat Bekir Berk
67. Kemalist Yalanlar

Yılmaz Erdoğan

4 Kasım 1967 tarihinde Hakkari’de doğan Yılmaz Erdoğan’ın çocukluk yılları Ankara’da geçmiştir. Babasının adı Nazım, annesinin adı ise Süheyla’dır. Bir abisi ve bir kız kardeşi vardır. Abisi Mustafa Erdoğan “Anadolu Ateşi” dans topluluğunun kurucusudur. 

Kız kardeşi Deniz Erdoğan ise ses sanatçısıdır. Yılmaz Erdoğan 1993 – 1998 seneleri arasında Sanem Oktar’la bir evlilik hayatı geçirmiştir. Bu evlilikten Berfin adında bir kız çocuğu olmuştur. 

Daha sonra sinema ve dizi oyuncusu olan Belçim Erdoğan’la evlenmiş, bu evliliğinden de 2010 senesinde Rodin adında bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Yılmaz Erdoğan oyunculuk, yazarlık ve yönetmenlik yapmaktadır.

Öğrenim Hayatı
Ankara’nın Aydınlıkevler ilçesinde bulunan Aydınlıkevler Lisesi mezunu olan Yılmaz Erdoğan 1987 senesinde İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni kazanmıştır. Ancak bu öğrenimini yarım bırakmış ve Ferhan Şensoy’un “Nöbetçi Tiyatro” kadrosuna katılarak kendisine hedefleri doğrultusunda başka bir yön çizmiştir.

Sanat Kariyeri
Bu kadroda hem oyuncu olarak, hem de yazar olarak görev yapmıştır. 1988 senesine gelindiğinde “Güldüşünürü Tiyatrosu”nu kurmuştur. Daha sonra Levent Kırca Tiyatrosu’nun “Gereği Düşünüldü” oyununu yazmıştır. Bunun yanında yine Levent Kırca’nın içinde bulunduğu “Olacak O Kadar” isimli televizyon serisinin de senaryosuna katkıları olmuştur. 

Yasemin Yalçın Tiyatrosu’nda oynanan “Kadınlık Bizde Kalsın”, “Haşlama Taşlama” oyunları da Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkmış oyunlardır. 1994 senesinde ise Necati Akpınar’la beraber Beşiktaş Kültür Merkezi Oyuncuları’nı kurarak kariyerinde dev bir adım daha atmıştır. 

Ancak esas ismini duyurduğu projesi “Bir Demet Tiyatro” isimli televizyon dizisi olmuştur. Bu dizinin senaristliğini yapan Erdoğan, aynı zamanda dizideki karakterlerden biri olan “Mükremin” karakterini başarıyla canlandırarak oyunculuk kariyerinde ciddi bir aşama kaydetmiştir. Yılmaz Erdoğan’ın sinema sektöründe kendisini gösterdiği projesi ise “Vizontele” isimli filmidir. 

Filmin senaryosunu yazan Erdoğan, filmin yönetmenliğini de kendisi üstlenmiştir. “Vizontele” filmi 2000 senesinde gösterime girmiş ve o zamana kadarki filmler içerisinde en çok izlenen film olmuştur. “Vizontele” filminin ardından 2003 senesinde vizyona giren “Vizontele Tuuba” filminin de senaryosunu yazmış ve yönetmenliğini yapmıştır. 2005 senesinde gösterime giren “Organize İşler” filmini de yine kendisi yazıp yönetmiştir. 

Yılmaz Erdoğan şiire olan ilgisiyle de bilinmektedir. Şiirsel çalışmalarını “Kayıp Kentin Yakışıklısı” isimli şiir kasetini piyasaya sunarak süslemiştir. Ayrıca Yılmaz Erdoğan kariyerinde, çeşitli dallarda bir çok yerden ödüller almış bir sanatçıdır.

Yılmaz Erdoğan’ın Yönettiği Bazı Filmler

  • Vizontele – (2000)
  • Vizontele Tuuba – (2003)
  • Organize İşler – (2005)
  • Neşeli Hayat – (2009)
  • Kelebeğin Rüyası – (2013)

Yılmaz Erdoğan’ın Oyuncu Olduğu Bazı Filmler

  • Vizontele – (2000)
  • Vizontele Tuuba – (2003)
  • Organize İşler – (2005)
  • Neşeli Hayat – (2009)
  • Bir Zamanlar Anadolu’da – (2011)
  • Gergedan Mevsimi – (2012)
  • Words With Gods – (2012)
  • Kelebeğin Rüyası – (2013)

Yılmaz Erdoğan’ın Bazı Kitapları

  • Sahiler Düş Düşler Sahi – (Şiir Kitabı)
  • Bana Bir Şeyhler Oluyor – (Oyun Kitabı)
  • Kayıp Kentin Yakışıklısı – (Şiir Kitabı)
  • Anladım – (Şiir Kitabı)
  • Otogargara – (Oyun Kitabı)
  • Cebimde Kelimeler – (Oyun Kitabı)


Yusuf Atılgan

Nevzat Çorum ve Ziya Atılgan imzalarıyla da yazdı. Manisa Ortaokulu'nu; Balıkesir Lisesi'ni (1939) ve ikinci sınıftan itibaren askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul'da Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1944). Bitirme tezini Ali Nihat Tarlan'ın danışmanlığında "Tokatlı Kani: Sanat, Şahsiyet ve Psikoloji" konusunda hazırladı. O yıllarda Akşehir'de bulunan Maltepe Askeri Lisesi'nde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra (1945), köyü Hacırahmanlı'ya dönerek çiftçiliğe başladı (1946).

Yusuf Atılgan, 1976'da İstanbul'a döndü. 1980'den sonra Milliyet (sonra Karacan) Yayınları'nda danışmanlık, çevirmenlik, kısa bir süre de Can Yayınları'nda redaktörlük yaptı. Üzerinde çalıştığı "Canistan" adlı romanını tamamlayamadan Moda'daki evinde kalp krizi geçirerek yaşama gözlerini yumdu.

Yusuf Atılgan, Hacırahmanlı'dan edebiyat çevreleriyle iletişim kurmaya çalıştı. 1954'te "Evdeki" adlı öyküsü Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında birinci oldu. Aylak Adam adlı romanı 1958 Yunus Nadi Roman Yarışması İkinciliği'ni kazandı ve ertesi yıl yayımlandı.

Varlık ve A dergilerindeki öykülerinden sonra, uzun bir süre herhangi bir eseri yayımlanmadı (1961-1970). 1970'te Cumhuriyet gazetesi sanat ekinde "Yük" adlı öyküsü çıktı. Romanlarında sanatçı-aydın kişilerin bunalımlı yaşamlarını konu edindi. Kişilerin bilinçaltlarını irdeleyerek, eğilim ve saplantılarını vurgulamaya çalıştı. Aylak Adam ile Anayurt Oteli'nde yalnızlık temasını işleyişi, psikolojik derinlikleri öne çıkarışıyla dikkati çekti.

1955 Tercüman Gazetesi Hikaye Yarışması "Evdeki" öyküsüyle (Nevzat Çorum adıyla) birincilik, 1955 Tercüman Gazetesi Hikaye Yarışması "Kümesin Ötesi" öyküsüyle (Ziya Atılgan adıyla) dokuzunculuk, 1957-58 Yunus Nadi Roman Armağanı . "Aylak Adam"'la ikincilik kazandı.

Anayurt Oteli filme aktarıldı, çeşitli ödüller aldı. Roman Almanya'da Hotel Heimat adıyla Verlag anı Golgenberg tarafından basıldı (1985), Fransa'da da Ferda Figen'in çevirisiyle L'Hatel de la Mere Patrie adıyla çıktı (1992).
Yusuf Atılgan'ın ölümünden sonra Yusuf Atılgan'a Armağan (haz. Turan Yüksel ve başkaları, 1992) adlı bir kitapla Ali İhsan Kolcu'nun incelemesi Yusuf Atılgan'ın Roman Dünyası yayımlandı (2003).

Yusuf Atılgan'ın Eserleri
Roman

  • Aylak Adam (1959)
  • Anayurt Oteli (1973)
  • Canistan (2000)
Öykü
  • Bodur Minareden Öte (1960)
  • Eylemci (Bütün Öyküleri; 1992)
Çocuk Kitabı
  • Ekmek Elden Süt Memeden (1981)
Çeviri
  • Toplumda Sanat (K. Baynes; 1980).
Piyes
  • Çıkış Gecesi (Barıman yayınevi, İst. 1947)
Şiirleri :
  • Ölü Su (şiir) Yazı, Sayı 1,1987.
  • Ayrılık (Şiir) Milliyet Sanat Dergisi, sayı 1, Şubat 1980.
Çeviri Şiirleri :
  • Gözler, (Şiir) Ezra Pound'dan, Yusuf Atılgan'a Armağan, s.129-130
  • Bir Yerde Hiç Gitmediğim, e.e.cummings'ten, Yayımlanmamıştır.
Çeviri Yazıları :
  • Kierkegaard'dan (Korku ve Titreme'den),Değişim, Sayı 2
  • Kierkegaard'dan (Günce'den), Değişim, Sayı 1
  • Kierkegaard'dan (Ölümcül Hastalık'tan), Değişim, Sayı 7
Ödülleri
  • 1955 Tercüman Gazetesi öykü Yarışması'nda Evdeki öyküsü ile birincilik ve Kümesin Ötesinde öyküsü ile dokuzunculuk
  • Aylak Adam romanı ile 1957-1958 Yunus Nadi Roman Armağanı'nda ikincilik.
  • Bodur Minareden Öte ile Sait Faik Öykü Ödülü

Ziya Şakir

1300’de (1883) Sultanahmet’te doğan Ziya Şakir, İstanbul, Bursa ve Halep’teki çeşitli okullarda eğitim almıştır. Daha 15-16 yaşlarında iken İrtika mecmuasında yayınlanan yazıları ile takdir toplamıştır. Dönemin yasaklamaları neticesinde takma isimler kullanarak pek çok dergi ve gazetede yazılarını yayınlamış, Hanımlara Mahsus Gazete, Çocuklara Mahsus Gazete ve Terakki Gazetelerinin başyazarlığını yapmıştır. Cemiyeti İnkılabiye ile İttihat ve Terakki cemiyetlerine katılmıştır.

Genç Türk gazetesinde Dâhiliye Nazırı Talat Bey’i hedef alan açık bir mektup yayınlayarak Paşa’yı keskin bir dille eleştirmiş ve istifaya davet etmiştir. Hemen akabinde cezalandırılacağı endişesi ile Mısır’a giden Ziya Şakir, burada sanatkârlar ile tanışmıştır. Şark’a yönelik (Sultanın Gözdesi) isimli bir senaryo yazmış, İskenderiye’ye geçerek İtalyan sinema şirketi ile anlaşmıştır. Napoli’ye giden Ziya Şakir İtalyanların Trablusgarp’a saldırmaları üzerine film çekemiyerek İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’da mahkeme edilerek Sinop’a sürülmüş, Talat Paşa’nın ikinci nazırlığında affedilerek İstanbul’a getirtilmiştir. Talat Paşa tarafından memuriyet teklif edilmişse de Ziya Şakir memuriyeti kabul etmemiştir. Bunun üzerine Talat Paşa Süleyman Nazif’in çıkartmakta olduğu Hak gazetesinde çalışmasını tavsiye etmiştir.

Balkan Harbi başladığında gönüllü asker olmuş ve Edirne muhasarasının (kuşatmanın) bütün zorluklarını ve mahrumiyetlerini yaşamıştır. Siperlerde nöbet değişikliklerinde gazeteye yazılar yazmış, O dönemde tuttuğu notlardan daha sonra “Meçhul Asker”, “Edirne Müdafaası” eserlerini oluşturmuştur.

Edirne’de yaralanıp esir düşen ve daha sonra firar ederek İstanbul’a dönen Ziya Şakir, Talat Paşa’nın yönlendirmesi ile Bursa’ya giderek Ertuğrul gazetesinin başyazarlık görevini yürütmüştür. Padişah Vahdettin döneminde İttihatçıların takibatından, o da nasibini almış ve muhtelif maceralar yaşamıştır. Müdafaayı Hukuk cemiyetinde görev alarak Milli Mücadeleye iştirak etmiştir. Memuriyet görevi ile gittiği Sivas’ta, memuriyet hayatından hoşlanmadığı için kısa sürede istifa etmiş ve bir süre avukatlık yapmıştır. Sivas Sanayi Mektep müdürlüğü görevini yürütmüş ve o dönem aldığı desteklerle bu okulu, numune bir okul haline getirmiştir. Daha sonra Amerikan Cester grubunun Samsun-Sivas demiryolu projesinde görev almıştır.

Cumhuriyetin ilanı ile İstanbul’a dönmüştür. İnhisar İdaresince verilen görev gereği Diyarbakır’a oradan da Maraş’a gitmiş ancak buralarda uzun süreli kalamayarak İstanbul’a tekrar dönüş yapmıştır. Bu dönüş onun yazın alanındaki önemli dönüm noktası olmuştur. Ziya Şakir artık yazarak hayatını kazanmaya başlamıştır. 22 Kasım 1929 tarihinden itibaren “Meçhul Asker” Vakit gazetesinde, sonrasında Ermeni vakalarını anlatan “Kan Dalgası” Son Posta gazetesinde, “Bektaşilik” Yeni Gün gazetesinde yayınlanmış ve Ziya Şakir bu üç tefrika ile hem İstanbul hem de Anadolu’da gazetelerinde tanınan, bilinen, aranan ve tefrika siparişleri verilen önemli ve tarafsız ve güvenilir biri haline gelmiştir. Ziya Şakir adıyla yazdığı tefrikaların yanı sıra A.R, Z. Melek, Bahtiyar Fenkligil imzasıyla veya isimsiz pek çok eser vücuda getirmiş, bıkmadan usanmadan tarihi kaynaklardan aldığı ilhamlarla büyük eserler oluşturmuştur.

İlginçtir ki O, bu eserleri “O gün okunmasından ziyade, istikbal tarihine naçiz bir yardım olur ümidiyle” yazmıştır. Ziya Şakir 1930’lardan 1960’lara kadar en çok okunan yazarlardan biri olup muhtelif gazetelerde bine yakın tarihi makalesi yayınlanmıştır. Özellikle din ve İslam tarihine yönelik on senelik uzun bir araştırma sonucunda Hz. Muhammed (S.A.V) ve İslam dünyası ile ilgili birbirinden kıymetli eserlerinin her biri kendine has dil, üslup, akıcılığıyla zamanında çok büyük ilgi ve iltifat görmüştür. Çocukluğunda misafir edildiği Yıldız Sarayı’nı ve İkinci Abdülhamit’in, özel yaşamını, hususi özelliklerini, kendisine ulaştırılmış özel yazı ve hatıratları kullanarak ve yaşayan insanlarla bizzat görüşerek “Abdülhamid’in Son Günleri” adlı tefrikalarda anlatmıştır. Bu konuyu en geniş, en tutarlı, en tarafsız etraflıca anlatan yazarlardan biridir. Abdülhamid ile ilgili tefrikalar yayınlandığında olay kahramanlarının büyük çoğunluğu sağ olduğunun hatırlanması eserlerinin önemimin anlaşılması açısından önemlidir.

Yine aynı döneme ait pek çok dosyayı, defterleri, el yazılarını, yüzlerce belgeyi, yurtdışından Çin’den, Hindistan’dan gönderilen vesikaları birleştirerek oluşturduğu İttihat ve Terakki Cemiyetinin kuruluşunu, büyümesini ve yıkılışını anlatan 839 tefrikadan oluşan 5 bölümlük eseri kitap olarak yayınlanmayı beklemektedir.

“Bir Haremağasının Anıları” için Yıldız Sarayı altında geçen ve şimdiye kadar kimsenin öğrenmemiş olduğu hadiseleri muhtelif belge bilgi ve hatırattan yararlanarak bu bilgilerin toplamını anlattığını belirten Ziya Şakir “Bu eserim öyle bir eser olacak ki. Bundan sonra Yıldız ve Abdülhamit hakkında başka eser yazılamıyacak. Çünkü bilinmeyen bir taraf bırakmıyacağım. Abdülhamit devrinin en doğru bir saray tarihi olacak” diyecek kadar kendi eseri üzerinde iddialıdır.

Selim Tevfik’in Ziya Şakir ile yaptığı röportajda ise “Tarihe dil uzatanların gafletlerinden birisi de hükümlerinde çok acul ve zalim davranışlarıdır. Gözlerini, tarihe mal olmuş eşhasın sade fena taraflarına dikerler. Benim eserim tarih denilen madalyanın ters tarafını gösterecektir… Okuyucularımdan rica ederim. Beni tenkit etsinler, yanlış noktaları düzeltsinler, eksik tarafları bildirsinler ki eser kitap haline girerken, o devrin mükemmel ve kusursuz bir tarihi halini alabilsin…. Bugüne kadar aldığım yüzlerce mektup içinde, taltiften, tebrikten başka tek satır yoktu. Bundan duyduğum iftihardır ki o esere verdiğim bütün emeklerin yorgunluklarını unutturmuştur. Ve bugün, bu teveccühü kaybetmemek için, elimden gelse yazılarımı değil, öksürüklerimi bile vesaike istinat ettireceğim…” diyerek kendi eserler için ne kadar titizlikle çalışma sürdürdüğünü ve elindeki belgelerin çok kuvvetli olduğunu kuvvetlice vurgulamıştır.

Senaryo yazarlığında iddialı olan Ziya Şakir’in filme alınmış “Çanakkale Geçilmez”, “Allah’ın Cenneti”, “Ebedi Meşale”, “Beyaz Esire” eserlerinin yanı sıra “Nasrettin Hoca”, “Hatay Yıldızı”, “Atatürk’ün Çocukları”, “Ruhlar Mucizesi”, “Sarı Kurdele” gibi henüz filme çekilmemiş senaryoları da mevcuttur. Çok farklı konularda 300’ü aşan eser bırakan Ziya Şakir 22 Aralık 1959’da vefat etti. Rahmetle anıyoruz.

Eserlerinden Bazıları:
Abdülhamid’in Son Günleri, Sultan Hamid ve Mikado, 1897 Yunan Harbi, Bir Haremağasının Anıları vb. Sultan Hamid’in hayatına ait eserler

  • İttihad ve Terakki Nasıl Doğdu? Nasıl Yaşadı? Nasıl Öldü? (5 kısım)
  • Yakın Tarihin Üç Büyük Adamı: Talat, Enver ve Cemal Paşa
  • Meçhul Asker, 
  • Kan Dalgası, 
  • Hilâl ve Zambak, 
  • Poyraz Ali, 
  • Esmer Gül, 
  • Ölüm Mangası, 
  • Hatice Sultan vb. tarihi romanlar
  • Fatih İstanbul’u Nasıl Aldı?
  • Türkler Karşısında, Napolyon
  • Timurlenk ve Üç Boz Atlı
  • Atatürk Hayatı ve İnkılâpları

Hazreti Muhammed, Hazreti Ali, Hazreti Fatıma, Hazreti Hatice ve Hazreti Hamza’nın hayatlarını anlatan eserler

  • Hazreti Mevlana, 
  • Nasrettin Hoca, 
  • Ömer Hayyam, 
  • Sadullah ağa, 
  • Cinci Hoca, 
  • Molla Fenari, 
  • Şeyh Şamil, 
  • Nuri Demirağ, 
  • Celal Bayar gibi tarihe mal olmuş kişilerin hayatları

Haliç ve Eyüp Sultan, Mezhepler Tarihi, Bektaşilik ve Bektaşi Fıkraları

  • Gâvur Mehmet’in maceraları (Karayürek çetesi, 
  • Yedi Aşıklar Şirketi, 
  • Cibali zindanları vb. zabıta romanları)
  • Sahibinin Sesi, 
  • Bir Tangonun Romanı, 
  • Beyaz Kelebek, 
  • Tövbe, 
  • Aşk Hasreti vb. aşk hikayeleri


Ramazan sohbetleri, Büyük Doğu vb. mecmualarda çıkan makaleler