Ahmet Cevdet Paşa, 27 Mart 1822’de Lofça’da dünyaya gelmiş ve 26 Mayıs 1895 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Lofça doğumlu olmasından ötürü kendisine Lofçalı Ahmet Cevdet Paşa da denmiştir. Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda yetişmiş devlet ve bilim adamı olmakla beraber aynı zamanda tarihçi, şair ve hukukçudur. Osmanlı Devleti’ne büyük katkılar sağlamakla kalmamış; hem İslam âlemine hem de Türk dünyasına faydalı sayısız eser bırakmıştır.
Kendisinin doğduğu yer günümüzde Bulgaristan sınırları içerisinde yer almaktadır. Asıl ismi Ahmet iken Cevdet mahlasını ona Süleyman Fehim vermiştir. Eğitim sürecinin ilk yılları Lofça’da olmuştur. Ardından eğitimine devam etmek için 1839 yılında İstanbul’a gelmiş ve Fatih Camii’nde medreseye başlamıştır. O zamanların meşhur tekkesi Murad Molla tekkesinde de eğitim almıştır.
22 yaşına geldiğinde Rumeli’de kadı olarak memurluğa başladı. Ancak bu iş sadece rütbe olarak kalmış olduğundan İstanbul’dan ayrılması gerekmedi. 1845 yılında müderris oldu ve camilerde ders verdi. Bu süreçte iken devlet adamlığındaki yıldızı da parlamaya başladı. Yeni kanunların hazırlanması aşamalarında büyük yardımları dokundu.
1850 yılında Dar-ül Muallimin müdürlüğüne başladı ve kısa sürede mektebi ıslah etti. Kendisi, bilimsel olan her konunun Türkçe ile yazılabilmesinin mümkün olduğuna inandı ve çeşitli eserleri sadeleştirdi. Bilimin Osmanlı’da yayılmasıyla beraber Fransız Bilimler Akademisi sistemiyle çalışacak bir akademi kurulması fikrini savundu ve padişahın da uygun görmesiyle 1851’de Encümen-i Danis kuruldu. 1855 yılında devletin resmi tarihçisi olarak göreve başladı ve 10 yıl boyunca görevini sürdürdü.
Ahmet Cevdet, 1856 yılında evlenmiş ve bu evliliğinden 3 çocuk dünyaya gelmiştir. Çocuklarından Fatma Aliye Hanım ilk Türk kadın romancı olarak, Oğlu Sedat Bey ise kaleme aldığı mantık kitapları ile tanınmışlardır. Diğer kızı Emine ise, İttihat ve Terraki Cemiyeti’nde görev almış; siyasete öncülük etmiştir.
Hukuk konusuyla da yakından ilgili olan Paşa, çeşitli görevlerde bulunmuştur. Paşa olduğu sıralarda da hukuk, bilim, tarih alanında çok faydalı işler yapmıştır. 1881 yılında Abdülaziz’in ölümünde sorumlu olanları yargılamak için Yıldız Mahkemesi’nde adliye nazırı olarak görev yapmıştır. 1882 yılında adliyeden ayrılan Paşa, 3 yıl kadar devlet adamlığından uzak kalmayı tercih etmiş ardından tekrar adliye nazırı olmuştur. Ancak görevinde 4 yıl devam ettikten sonra çalışma hayatına son vermeye karar vermiş; hayatının geri kalanını ailesine ve çalışmalarına ayırmak istemiştir. Ahmet Cevdet Paşa, 1895 yılında Bebek’te bulunan yalısında vefat etmiş ve naaşı Fatih Camii bahçesine defnedilmiştir.
Ahmet Cevdet Paşa’nın Eserleri
Osmanlı Devleti’nin 1774-1825 yılları arasındaki tarihini anlattığı, 12 ciltlik eseri, Tarih-i Cevdet
Hz. Âdem’den başlayarak birçok peygambere, halifelere ve padişahlara yer verdiği, en çok bilinen eseri, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa
Ahlaki ve siyasi cepheyi anlattığı eseri, Tezakir-i Cevdet
1839-1876 yılları arasındaki hadiseleri belirttiği ve Abdülhamid’e sunduğu eseri, Ma’ruzat
Gençlik dönemindeki şiirlerini topladığı eseri, Divançe-i Cevdet
İlk gramer kitabı kabul edilen ve Fuad Paşa ile beraber yazdığı eseri, Kavaid-i Osmaniyye
Mecelle, Belagat-ı Osmaniyye, Kavaid-i Türkiye, Adab-ı Sedat fi-ilm-il Adab, Hilye-i Seadet diğer eserlerinden bazılarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder